İş Kazası Sonrası Hukuki Süreç

(Yargıtay 15/10/2019 T. 21. H.D. 2019/1068 E., 2019/6177 K. - Yargıtay 10. H. D. 02.10.2018 T. 2016/4465 E., 2018/7330 K.)

8/1/2024

İş Kazası Sonrası Hukuki Süreç

  • İş Kazasının Tanımı

İş kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 13. maddesine göre; sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle, sigortalının görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi sonucu meydana gelen, sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır. İş kazaları, işverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almaması sonucu meydana gelebilir.

  • İş Kazası Bildirimi

1- İşverenin Sorumlulukları

SGK'ya Bildirim: İşveren, iş kazasını öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) bildirim yapmak zorundadır (5510 sayılı Kanun, md. 13/2). Bu bildirim, iş kazasının resmi olarak tanınmasını sağlar.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na Bildirim: İşveren ayrıca kazayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bildirmelidir.

2-Çalışanın ve Yakınlarının Sorumlulukları

Sağlık Kuruluşuna Başvuru: Kazanın ardından çalışanın derhal bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekmektedir. Alınan sağlık raporları, hukuki süreçte önemli delil niteliği taşır.

  • Sağlık ve Tedavi Süreci

1-Tedavi Masrafları: İş kazası sonucunda oluşan tedavi masrafları, iş kazasının SGK tarafından tanınması halinde SGK tarafından karşılanır.

2-Sağlık Raporları: Sağlık raporları ve tedavi belgeleri, çalışanın uğradığı zararları kanıtlamak için hukuki süreçte kullanılabilir.

  • Hukuki Süreç ve Haklar

1- İş Kazası Tespit Davası

Amaç: İş kazasının resmi olarak tanınması için açılan davadır. İş kazasının SGK tarafından kabul edilmemesi durumunda, çalışan veya hak sahipleri iş mahkemesine başvurarak tespit davası açabilir.

Süreç: Bu dava, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren on yıl içinde açılmalıdır.

2-Maddi ve Manevi Tazminat Davaları

Maddi Tazminat: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereği, çalışanın uğradığı gelir kaybı ve tedavi masrafları için işverene karşı tazminat davası açılabilir.

Manevi Tazminat: Aynı kanunun 56. maddesi gereği, yaşanan acı, üzüntü ve psikolojik zararlar için manevi tazminat talep edilebilir.

3-Ceza Davası

Amaç: İş kazasının işverenin veya bir başka çalışanın ihmali veya kasıtlı davranışı sonucu meydana gelmesi durumunda, sorumluların cezalandırılması amacıyla ceza davası açılabilir.

Sonuç: TCK'nın 85. ve 89. maddeleri uyarınca, kasten yaralama, taksirle yaralama veya ölüme neden olma durumunda ceza verilebilir.

  • Delillerin Toplanması

1-Tutanaklar ve Kayıtlar: İş kazası sonrası hazırlanan tutanaklar, iş yeri güvenlik kamera kayıtları ve tanık ifadeleri delil olarak kullanılabilir.

2-Sağlık Raporları: Tıbbi belgeler ve sağlık raporları, çalışanın uğradığı zararları ispatlamak için önemlidir.

  • İş Sağlığı ve Güvenliği Önlemleri

1-Risk Değerlendirmesi: İşveren, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince, işyerinde risk değerlendirmesi yapmalı ve gerekli önlemleri almalıdır.

2-Eğitim ve Bilgilendirme: Çalışanlara düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmelidir.

  • İş Kazalarında Kusur Tespitinin Önemine Dair Emsal Yargıtay Kararları

1- Yargıtay 15/10/2019 Tarih 21. Hukuk Dairesi 2019/1068 E. , 2019/6177 K. Sayılı Kararı

"...İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında sigortalının kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur. Oysa hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişiler, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, hükme esas alınan kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan olayın kazası olduğu tartışmasız olup, beyin kanamasında kişinin yaşının, beslenme şekli ve kültürünün, genetik özelliklerinin ve bünyevi yapısının da bedensel faktörler olarak etkili olduğu, sağlığının çeşitli faktörlerinin bir araya gelmesiyle bozulabileceği ve bu durumun olayın uygun illiyet bağını oluşturabileceği ve kısmi sebebi olabileceği gözetilerek kusurun ağırlığının değerlendirilmesinde dikkate alınması gerektiği ortadadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Yapılacak ; davacının kaza öncesi ve kaza sonrası dönemlere ait, temin edilebilen tüm tıbbi belge ve raporları dosyaya celp edildikten sonra yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda işverenin sigortalının periyodik sağlık muayenelerini yaptırıp yaptırmadığı, bu muayenelerde kalp krizi riskine yol açacak rahatsızlıklarına ilişkin bir bulguya rastlanıp rastlanmadığı, ölüm olayından önceki tarihlerde sigortalının bünyesini zorlayacak bir çalışma yaptırılıp yaptırılmadığı, olay günü sigortalıyı işyerinde rutin dışında bir gerginlik ve stres içine sokacak bir olayın cereyan edip etmediği araştırılmak, aralarında işyeri hekimliği, işgücü sağlığı ve güvenliği konularında uzman olan bir kardiyologun da yer alacağı üçlü bilirkişi heyetinden meydana gelen kazası olayında davacı veya davalının kusurunun bulunup bulunmadığını, kusuru bulunanlar varsa her bir taraf için ayrı ayrı açıklanmak suretiyle nedenlerini, kalp krizinde işyeri koşullarının etkili olup olmadığını, sigortalının kendi bünyesinden kaynaklanan nedenlerin ne kadar etkili olduğunu, tarafların iddia ve itiraz sebeplerinin değerlendirilmesini de kapsar şekilde tespit eden kusur raporu aldıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, eksik araştırma ile ve inandırıcı güç ve nitelikte olmayan, 77.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunun hükme dayanak alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,..."

2- Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 02.10.2018 Tarih  2016/4465 E. , 2018/7330 K. Sayılı Kararı

"...Olay tarihi itibariyle kazası açısından gözetilmesi gereken 4857 sayılı Yasanın 77. maddesine göre; “İşverenler yerlerinde sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, yerinde alınan sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” Dosya içindeki belgelerden anlaşıldığı kadarı ile eldeki davada kazası, yol çalışması yapılırken yolun üstünden geçen yüksek gerilim hattına kamyon damperinin temas etmesi sonucu damperde bulunan metal yol figüre malzemesi kasası ile temas halinde olan sigortalıya elektrik çarpması sonucu meydana gelmiştir. Ancak karara esas alınan kusur raporunda, öncelikle kazanın oluşuna ait maddi vakıaların net bir şekilde tespit edilmediği, kusurlu bulunan tarafların hangi kusurlu davranış ve/veya sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirlere uymadığının net bir şekilde belirlenmediği görülmektedir dolaysıyla rapor oluşa uygun bulunmamıştır.
Şu hâlde Mahkemece; öncelikle ceza davası ve varsa tazminat davası dosyalarının celbi ile kazasının gerçekleştiği kolu ile, işçi sağlığı ve güvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, olayın oluş şekline, tarafların yükümlülüklerine, yükümlülük gereğinin yerine getirilip getirilmediğine ilişkin detaylı bir incelemenin yapıldığı yeni bir kusur raporu aldırılmalı, maddi oluşa ve kanuna uygun olarak kusur oran ve aidiyetleri usulünce belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
O hâlde, davalı ...Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,..."

  • Avukatla Çalışmanın Önemi

Uzmanlık: İş kazası davaları karmaşık hukuki süreçler içerebilir. Deneyimli bir iş kazası avukatıyla çalışmak, çalışanın haklarının etkin bir şekilde korunmasını sağlar.

Danışmanlık: Avukat, hukuki süreç boyunca çalışana rehberlik eder ve gerekli adımların atılmasını sağlar.

  • Sonuç

İş kazası sonrası hukuki süreç, çalışanların haklarının korunması ve mağduriyetlerinin giderilmesi açısından büyük önem taşır. Çalışanlar, iş kazasının ardından yasal haklarını arayarak, gerekli hukuki adımları atabilir ve sorumlulardan hesap sorabilirler.