Hasta ve Hekim Hakları ve Yükümlülükleri
7/26/2024
Hasta ve Hekim Hakları ile Yükümlülükleri
Giriş
Hasta ve hekim arasındaki ilişki, tıbbi hizmetlerin kalitesini belirleyen temel unsurlardan biridir. Bu ilişkinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için her iki tarafın da hak ve yükümlülüklerini bilmesi ve bu haklara saygı göstermesi gerekmektedir. Bu makalede, hasta ve hekim hakları ile yükümlülüklerinin hukuki boyutunu ele alacağız.
Hasta Hakları
1. Bilgilendirilme Hakkı
Hasta, sağlık durumu, önerilen tedaviler, alternatif yöntemler ve olası riskler hakkında tam ve doğru bilgi alma hakkına sahiptir. Bu hak, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ve Hasta Hakları Yönetmeliği ile güvence altına alınmıştır.
2. Onam Hakkı
Hastanın, tıbbi müdahalelere rıza göstermesi gereklidir. Herhangi bir tıbbi işlem öncesinde hastanın yazılı onamı alınmalıdır. Bu hak, Türk Medeni Kanunu ve Hasta Hakları Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir.
3. Gizlilik ve Mahremiyet Hakkı
Hastaların sağlık bilgileri gizli tutulmalı ve üçüncü kişilerle paylaşılmamalıdır. Bu hak, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile korunmaktadır.
4. Saygı ve Değer Görme Hakkı
Hastalar, sağlık hizmeti alırken insan onuruna yakışır şekilde muamele görme hakkına sahiptir. Bu hak, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi ile güvence altına alınmıştır.
Hekim Hakları
1. Mesleki Bağımsızlık
Hekimler, tıbbi uygulamalarda bağımsız olarak karar verme hakkına sahiptir. Bu hak, 6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunu ile güvence altına alınmıştır.
2. Güvenli Çalışma Ortamı
Hekimler, güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamında çalışma hakkına sahiptir. Bu hak, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile korunmaktadır.
3. Eğitim ve Mesleki Gelişim Hakkı
Hekimler, sürekli eğitim ve mesleki gelişim hakkına sahiptir. Bu hak, Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen yönetmelikler ile desteklenmektedir.
Hasta Yükümlülükleri
1. Doğru Bilgi Verme
Hastalar, sağlık durumları hakkında doğru ve eksiksiz bilgi verme yükümlülüğündedir. Yanıltıcı bilgiler, yanlış tedaviye neden olabilir.
2. Tedavi Talimatlarına Uyma
Hastalar, hekimlerin önerdiği tedavi talimatlarına uyma yükümlülüğüne sahiptir. Bu, tedavi sürecinin başarılı olabilmesi için gereklidir.
3. Randevu ve İletişim
Hastalar, randevu saatlerine uymalı ve gerektiğinde iptaller hakkında önceden bilgilendirme yapmalıdır. Ayrıca, hekimleriyle etkili iletişim kurarak tedavi sürecine katkıda bulunmalıdırlar.
Hekim Yükümlülükleri
1. Güncel Bilgi Kullanma
Hekimler, tıbbi uygulamalarında güncel bilgi ve teknikleri kullanma yükümlülüğündedir. Bu, mesleki etik ve bilimsel gelişmelere uygunluk açısından önemlidir.
2. Hasta İlişkileri Yönetimi
Hekimler, hastalarıyla etkili ve empatik bir iletişim kurma yükümlülüğündedir. Hastaların endişelerini dinleyip, anlayışla karşılamalıdırlar.
3. Etik Kurallara Uygunluk
Hekimler, mesleki etik kurallara uygun davranmak zorundadır. Hastaların haklarına saygı göstermeli ve mesleki sorumluluklarını yerine getirmelidirler.
Emsal Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 22.03.2022 Tarih 2020/592 E. , 2022/356 K. Sayılı Kararı
"...33. Hemen belirtilmelidir ki, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 72. maddesi; “İcrayı sanat eden tabipler, diş tabipleri, dişçiler ve ebeler numunesi veçhile Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaleti tarafından tertip ve mahalli sıhhiye memurlarınca musaddak, hastaların isim ve hüviyetlerini kayda mahsus bir protokol defteri tutmağa mecburdurlar. Bu defterlerin kuyudu ücretten mütevellit davalarda sahibi lehine delil ittihaz olunabilir. Şu kadar ki müstenidi iddia olan kaydın hilafı vesaik veya delaili muteberei saire ile ispat edilebilir” hükmünü haizdir. Aynı Kanun’un 73. maddesi ise “Protokol defterlerinde tahrifat yapan ve mugayiri hakikat malumat derceylediği sabit olan tabipler, diş tabipleri, dişçiler ve ebeler Türk Ceza Kanununun belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır” şeklindedir. Buna göre Kanun’da belirtilen kişilerin protokol defteri tutması zorunludur. Protokol defterindeki kayıtlar, aksi ispat edilebilecek karine niteliğindedir. Öte yandan Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin 48/1 maddesinde de özel hastanelerin acil servis, poliklinik, klinik, röntgen, laboratuvar ve ameliyathane gibi tıbbî hizmet ünitelerinde, sayfa ve sıra numarası verilmiş ve her sayfası müdürlükçe mühürlenmiş protokol defterlerinin tutulmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.
34. Yukarıda belirtildiği üzere Türk hukukunda aydınlatma yükümlülüğünün yazılı olarak yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme yer almadığı gözetildiğinde hastanın aydınlatılması sözlü ya da yazılı şekilde gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği hususu hekim ve zorunlu sorumluluk sigortacısı tarafından her türlü delille ispatlanabilir. Bu kapsamda aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği hususu somut olay özelinde hastanın eğitimi, yaşı, kültürel seviyesi ve hekim veya hastane tarafından tutulan kayıtlar serbestçe değerlendirilerek tespit edilmelidir. Bu itibarla somut olayda da davacının 14 yıldır çocuğunun olmadığı, 38 yaşında olduğu, suni dölleme (IUI) yöntemiyle gebe kaldığı ve lise mezunu olduğu gözetildiğinde davacının 24.09.2012 tarihinde hekim tarafından kendisinden istenen üçlü tarama testini yaptırmış olmasına rağmen, aynı gün istenen A/S (Amniosentez) testi konusunda aydınlatılmamış olduğunu ileri sürülmesinin çelişkili olduğu, öte yandan protokol defterinde yer alan amniosentez ve down sendromu konusunda bilgi verildiğine ilişkin kayıtların aksinin davacı tarafça ispatlanmadığı anlaşılmaktadır.
35. Dosya kapsamından sigortalı doktorun çalıştığı özel hastanede amniosentez testinin yapılamadığı, sigortalı doktorun sadece gebelik takibi yaptığı ve amniosentez testini yapma imkânının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte CVC ve amniosentez gibi testlerin kesin tanıya ilişkin testler olduğu, bu testlerin tedavi olarak nitelemeyeceği, dolayısıyla anılan testleri yaptırmayan hastanın tedaviyi reddettiği anlamının çıkarılamayacağı çok açıktır. Bu itibarla amniosentez testi yaptırmayan hastadan amniosentez hususunda aydınlatıldığına dair imzasını taşıyan yazılı onam alınmasına da gerek bulunmamaktadır; ayrıca sigortalı hekimin kendisinin yapamayacağı bir işlemle ilgili davacıdan imzalı, yazılı onam alması da hayatın olağan akışına aykırı olacaktır. Dolayısıyla sigortalı hekimin gebeliğin haftasına uygun olarak gerekli tarama testlerini, amniyosentez ve ayrıntılı USG gibi tetkikleri önerdiği, davacıyı amniosentez ve down sendromu hususunda aydınlattığı, davacının kendi iradesi gereğince amniosentez testini ve ayrıntılı USG’yi yaptırmadığı ve sonuç olarak sigortalı doktorun tıbbî kötü uygulamasının bulunmadığı ve kusursuz olduğu kabul edilmelidir.
36. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; hekimin üçlü tarama testi sonucunda elde edilen sonucu, kesin tanı için başvurulabilecek yöntemleri, bu yöntemlerin risklerini hastaya açıklaması ve bu açıklamanın hastanın sosyal ve kültürel düzeyine uygun olarak anlayabileceği şekilde yapılması gerektiği, hastayı bu şekilde aydınlatma yükümlülüğü bulunan hekimin bu yükümlülüğünü mevzuata ve usule uygun şekilde yerine getirdiğini ispatlamak zorunda olduğu, hekim tarafından düzenlenen protokol defterindeki kayıtların delil olarak kabul edilemeyeceği, bu itibarla direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir..."
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 11.11.2021 Tarih 2021/995 E. , 2021/11321 K. Sayılı Kararı
"...Buna göre mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında hastayı aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiğini ispat yükünün davalılarda olduğu da gözetilerek, taraf delilleri toplanıp üniversitede görev yapan ortopedi ve travmatoloji ile beyin ve sinir cerrahisi öğretim üyelerinden oluşan alanında uzman bilirkişi heyetinden davacıya uygulanan tedaviye dair hangi tarihte ne şekilde rıza alındığı, aydınlatmanın gerektiği gibi yerine getirilip getirilmediği ilişkin davacının itirazlarını ve somut iddialarını karşılar, taraf ve yargı denetimine açık, anlaşılır ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA,..."
Sonuç
Hasta ve hekim hakları ile yükümlülükleri, tıbbi hizmetlerin kalitesini ve güvenliğini artıran önemli unsurlardır. Hem hastalar hem de hekimler, bu hak ve yükümlülüklere dikkat ederek karşılıklı güven ve saygı çerçevesinde ilişkilerini sürdürebilirler.
info@torunogluhukuk.com
5413251405
ADRES: Korkutreis Mahallesi Strazburg Caddesi No:25/14 Sıhhiye/Çankaya/ANKARA